Daha önceki yazımda da belirtmiştim; diyet posanın beslenmemizde önemli bir yeri vardır. Posadan zengin besinler sırasıyla, kurubaklagiller, sert kabuklu meyveler, kepeği ayrılmamış tahıllar, sebze ve meyvelerden oluşmaktadır.
Birtakım çalışmalar diyet posasının bazı hastalıklara karşı koruyucu olabileceğini göstermiştir.
Kolon-rektum kanser insidansı ve mortalitesi ile diyet posası alımı arasındaki ilinti konusunda ülkeler ve toplum içindeki gruplar arasında karşılaştırmalı araştırmaların sonuçları diyet posasının kolon kanserinden korunmada etkili olabileceğini göstermektedir.
Diyet posasının kolon-rektum kanserini önlemedeki etkisi kolon bakteri florasını değiştirerek toksik metabolitlerin üretiminin önlenmesi ve dışkı atımını hızlandırarak bu metabolitlerin barsak hücreleriyle temas sürelerinin kısaltılmasıyla ilgili olduğu gösterilmiştir. Fermente olabilen ve prebiyotik özelliği gösteren oligosakkaritler zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyen bifido bakterilerin sayısını artırmaktadır.
Diyet posası alımı ile meme kanseri arasındaki ilişki konusunda toplumlararası karşılaştırmalı araştırmaların sonuçları meme kanserinden ölüm hızı ile posa içeriği yüksek besinlerin tüketimi arasında ters ilişki olduğu gösterilmiştir. Vaka-kontrol çalışmalarından elde edilen veriler yüksek diyet posası tüketiminin meme kanseri riskini azalttığını göstermektedir. Posa içeriği yüksek tahıl, baklagil, sebze ve meyve tüketiminin prostat ve diğer diğer kanserlerin oluşumunu da azalttığı belirtilmiştir.
Diyet posasının kardiyovasküler hastalıklara karşı Da koruyucu olabileceği bazı çalışmalarca gösterilmiştir.
Posa içeriği yüksek tahıl ve kurubaklagilleri çok tüketen toplumlarda serum kolesterol düzeyleri ve iskemik kalp hastalıklarından ölümlerin düşük olduğu görülmektedir. Tipik batı diyetlerine viskos, çözünür posa kaynakları eklendiğinde, serum kolesterolünde %5 ve daha çok düşüş olduğu gözlenmiştir. Özellikle başlangıçta kolesterol düzeyi yüksek olanlarda diyete posa eklenmesiyle birlikte kolesterolün daha çok düştüğü gösterilmiştir. Posanın kolesterol düşürücü mekanizması şu şekilde açıklanmaktadır. Viskos, çözünebilir posa barsaklardan safra asitlerinin emilimini engelleyerek karaciğerde kolesterol sentezi için gerekli öncü ögelerin yoğunluğunu azaltmaktadır. Ayrıca posadan zengin özü ve kepeği ayrılmamış tam tahıl ürünlerinde bulunan gamma tokotrienolün karaciğerde kolesterol sentezini engelleyerek kan kolesterolünün düşürülmesinde etkin olduğu gösterilmiştir. Hiperkolesterolemili bireylerin diyetlerine yulaf ezmesi eklendiğinde serum kolesterol düzeylerinde önemli düşüş olabileceği gösterilmiştir.
Diyet posasının tip 2 diyabetten (şeker hastalığı) de korunma da etkin olabileceği gösterilmiştir.
İnsülin direnci tip 2 diyabetin başlıca risk faktörüdür. Besinlerin glisemik indeksi (Gİ) ile insülin direnci arasında önemli bir ilişki vardır. Glisemik indeksi yüksek besindeki nişasta hızla sindirilerek insülin salınımını uyarır ve böylece kanda insülin ve glikoz düzeyi yükselir. İnsülin alıcılarının baskılanmasıyla insülin direnci oluşabilmektedir. Gİ düşük tam tahıl ve kurubaklagil gibi posadan zengin besinlerin alımında nişasta yavaş sindirilip glikoz kana yavaş emildiği için insülin talebi azalır ve insülin direnci oluşma riski azalır. Diyet posası içeriği yüksek besinlerin glisemik indeksi düşüktür.
Glisemik indeksi düşük, posa içeriği yüksek tam tahıl ve kurubaklagilleri çok tüketen toplumlarda tip 2 diyabet sıklığı düşük bulunmuştur.
Araştırmalar ve gözlemler diyetin, besin değeri yönünden yeterliliği düşünülürken posa içeriğinin de ihmal edilmemesi gerektiğini göstermektedir.