Metabolizma Hızı Efsaneleri
Metabolizma, yaşamımızın devam etmesi için vücudumuzda gelişen kimyasal olayların tamamıdır. Nefes alıp vermeye kadar vücudumuzdaki her süreç metabolizmamızın çalışmasına dâhildir. Metabolizmamız hakkında pek çok yorum yaparız. Son zamanlarda bu konuyla ilgili efsaneleşmiş bilgiler ortaya çıkmaya başladı. Bu konuları bir sağlık uzmanından veya bir beslenme uzmanından dinlemek elbette çok daha doğru bir tutumdur.
Peki, metabolizmamız hakkında yanlış bildiğimiz doğrular nelerdir?
Öncelikle, metabolizma hızımızın değişmediğini düşünürüz. Genetik faktörlerin metabolizma hızımıza etki ettiği doğrudur. Fakat yağsız vücut kütlemizi yani kas oranımızı artırarak metabolizmamızı hızlandırmak bizim elimizde. Kas dokusu yağ dokusuna oranla daha fazla kalori harcar. Bu yüzdendir ki kas oranı fazla olan insanların yağ oranı fazla olan insanlara göre enerji ihtiyacı daha fazladır ve metabolizmaları daha hızlıdır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kas kütlemizde bir azalma olur. Bu da yaşlı insanların metabolizmasının yavaşlamasına neden olan faktörler arasındadır. Fakat bu durumu engellemek yine dengeli bir beslenmeyle bizim elimizde.
Doğru bildiğimiz bir diğer yanlış ise; yeşil çay ve acı biber metabolizma hızını artırır. Hiçbir besin mucizevi değildir ve metabolizmayı hızlandırmaz. Birtakım çalışmalar yeşil çayın ve acı biberin metabolizmayı geçici olarak hızlandırdığını gösterse de bu durum aşırı kalori alımını asla telafi etmez. Günlük diyetimizi acı biberle doldurarak sağlıklı bir şekilde kilo veremeyiz. Sağlıklı kilo vermenin en güvenli yolu porsiyon kontrolü yaparak besin değeri açısından dengeli bir diyete uymaktan geçer.
Geç saatlerde yemek yemek metabolizmayı yavaşlatır düşüncesi yanlışlarımız arasındadır. Geç saatlerde yemek yemek metabolizmayı yavaşlattığı için değil fazladan kalori alımına neden olduğu için kilo alımına yol açar. Ayrıca akşamları televizyon karşısında yemek yemek sağlıksız seçimler yapmamıza ve porsiyon kontrolünde zorlanmamıza neden olur. Bu tarz atıştırmalarda kalori alımı artar ve kilo alırız.
En yaygın hatalarımızdan birisi de, çok düşük kalorili diyetlerin ve öğün atlamanın kilo vermeye yardımcı olduğunu düşünmemizdir. Kilo kaybı alınan enerjinin harcanan enerjiden daha az olmasıyla alakalıdır. Fakat bu enerji açığı çok fazla olursa bu durum ters etki gösterebilir. Vücudumuz hayatta kalabilmek için programlanmıştır. Uzun süreli açlık diyetlerinde vücut kıtlık sinyali alır ve bir sonraki öğünde aldığı kaloriyi depolama yoluna gider. Vücut bu şekilde kalori kısıtlamasına uyum sağlar ve aynı işi yapmak için daha az kalori harcar. Bu yüzden metabolizma yavaşlar ve kilo kaybetmekte zorluk yaşarız.
Günümüzde artan magazinsel haberler yanlış bir şekilde bilinçlenmemize neden olmaktadır. Bu yüzden beslenmenizle alakalı sorunlarınızı beslenme uzmanınıza danışmak çok daha doğru olacaktır.